31 Aralık 2013

Sinek genlerinin garip isimleri

Drosophila melanogaster
(Fotoğraf: )
Bilkent Genetik'ten Özlem, Almanca gen isimlerinden aklıma geldi: Bazı Almanlar yeni bir sinek geni keşfettiklerinde sırf Amerikalılara gıcık olsun diye, telâffuzu zor Almanca isimler koyar, futsch gibi.

Bu kadarla da bitmiyor. Gerçekten de sineklerdeki genleri adlandırırken yaratıcılığını konuşturanlar var. Bunun için daha önce Türkçeye tercüme ettiğim okuyabilir, ya da BBC radyosundan dinleyebilirsiniz.

30 Aralık 2013

Bağırsaklarımızla mercan resiflerinin ortak yanı

Hawaii'den mercan resifi
(Fotoğraf: )

Geçen sene bu zamanlar, gereğinden fazla kullanılan antibiyotikler hakkında başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda işlediğim konulardan biri, antibiyotiklerin bağırsaklarımızdaki yararlı bakterileri öldürerek meydanı zararlılara bırakmasıydı:
Bu bakteriler sadece mevcudiyetleriyle bile, zararlı olabilecek olanlarına yer bırakmamak yoluyla bize fayda sağlıyor. Bu yararlı bakteriler aldığımız bir antibiyotikten etkilenirse, meydan o antibiyotiğe dirençli ve bize zararlı bakterilere kalabiliyor. O kadar ki Clostridium difficile adlı bakteri, bir insanda bu şekilde ağır ishale, hattâ ölüme sebep olabiliyor!
Aynı bakteri meğer mercan resiflerine de musallat olmuş. İngiltere'deki Derby Üniversitesi'nden Dr Michael Sweet aşağıdaki yayında buna dair tecrübelerini anlatıyor. Diyor ki, antibiyotiklerle başarı kazandık, ama antibiyotik direncini yaymamak için bunu değil, "probiyotik" bir yaklaşımı tercih edeceğiz. Yani C. difficile'ye yer bırakmayacak, resife yararlı (hiç değilse zararsız) bakteriler kullanacaklar. Bu, benim yazımda anlattığım dışkı nakliyle aynı ilkeye dayanıyor.

Konuya gelmek için 31. dakikaya sarınız:

28 Aralık 2013

Acı biberler Kelebek'te

Fotoğraf:
Hürriyet Kelebek'ten Sahrap Soysal, ve  tarihli iki yazısında başlıklı yazımdan yararlanmış, okurlarına bilgi vermiş.

Bunun üzerinden bir hayli zaman geçti, ancak yine de şimdi vakit bulunca anmak istedim. Zira bütün günümü araştırma yaparak geçiren, bilim yazmaya ancak işten ve aileden kalan zamanı ayırabilen bendenizi en çok sevindirenlerden biri de yazdıklarının çok kişiye erişenlerce kullanılması. Özellikle öğretmenler, muhabirler, gazeteciler gibi, iş gereği geniş kesimlere hitap edenlere kaynak oluşturabilmek çok büyük bir mutluluk kaynağı benim için. Bilimi tanıtmak için verdiğim bu emeğin boşa gitmediğini görmek ayrıca daha fazlası için şevklendiriyor.

Sahrap Soysal'a teşekkürler buradan.

26 Aralık 2013

Her hekimin okuması gereken bir kitap

Şu aralar İngiliz psikiyatr ve yazar Ben Goldacre'ın Bad Pharma kitabını bitiriyorum. Kitabın son kısmı pazarlama hakkında ve bu kısımları az çok tahmin edebiliyordum. Ama asıl ilk kısımlarda anlattıkları beklenmedik, ve hepimizin sağlığını ilgilendirdiğinden çok önemli.

Bunları her hekim ve hekim adayı okumalı bence, zira hastalarımız için ilaçları bu ilaçlar üzerinde yapılan araştırmalara göre seçmemiz gerekirken, bu araştırmaların sonuçları bize saptırılmış olarak ulaşıyor. Şöyle ki:
  • Bir ilaç şirketi bir ilacın etkinliğini ölçmek için insanlar üzerinde birçok klinik araştırma yapıyor. Ama bunlardan yalnızca, ilaç hakkında olumlu sonuç verenler su yüzüne çıkıyor. İlacı pazarlamak için hükümet kurumlarına başvururken şirket yalnızca bu olumlu sonuçları gösterebiliyor.
  • Şirketlerin hükümet kurumlarına verdikleri verileri bu kurumlarca da kamuoyuna açıklanmıyor, ticari sır diye ısrarla gizli tutuluyor. İdari kurumlar yalnızca kendi nihai kararlarını açıklıyor. Yani bir ilacın tam olarak hangi veriye dayanarak piyasaya sürüldüğünü kamuoyu bilmiyor, konunun uzmanları kararları eleştiremiyor. Ayrıca her bir hastayı ayrı ayrı değerlendirmesi gereken hekimler bu tür verilere ulaşamayınca gerektiği gibi hastaya özel karar veremiyor.
  • İlaçların istenmeyen etkileri için de bu sorunlar geçerli.
  • Sunulan araştırmalarda da ciddi yöntem sorunları var. Bunlar, tahmin edebileceğiniz gibi, ilacı daha iyi göstermeye yönelik. Bu kısım özellikle bu tuzaklara düşmek istemeyecek hekimler, tıp öğrencileri için çok yararlı bence.
Daha uzatmadan, yazarın bu konudaki TED videosunu ekliyorum aşağıya. Kısa sayılır, 13,5 dakika uzunluğunda. (Işıl Arıcan sayesinde Türkçe altyazılarla seyredebiliyorsunuz.)  Daha etraflı bir tartışma için dinleyebilirsiniz.



Umarım kısa zamanda Türkçeye çevrilir ve İngilizce bilmeyenler de kitaptan istifade edebilir.

17 Aralık 2013

Bilimsel sürece bir bakış: makaleler, hakem süreci ve atıflar

(Fotoğraf: )
Buraya ilk yazdığım yazılar bilimsel yayınların ne olduğu üzerineydi. Zira bilimsel süreci anlamak için yayın konusunu, doğru ve yanlışlarıyla anlamak ve zaman zaman bilimde karşılaştığımız hadiselere bu gözle bakmak gerekiyor.

Yazıları şimdi Radikal Blog'a aktardım, burada bağlantı veriyorum ilgilenenler için:
  •  
Bunlar tamamsa, Kaan Öztürk'ün ve oradan bağlantı verdiği diğer yazılarını okumanızı  öneririm.

    Yeni bir sayfa

    Eskiden buralar hep yazıydı...

    Bir vakitler bilime, bilim sürecine ve bilim dünyasına dair bilinmesi gerekenleri, bunlarla aşina olmayanlarla paylaşmak için bilim güncesi açmıştım. İşte burası orasıydı.

    Sonra Açık Bilim dergisinde bilim, özellikle güncel bilim yazmaya başladım, aynı dergide hâlâ hem yazıyor hem de editörlük yapıyorum. Orada yazdıklarımı ve söyleşilerimi de bir ara buraya taşımıştım. Ancak buranın zaten o kadar okuru zaten yok. Hem o emekler boşa gidiyordu, hem de zaman bulamadım önemsemedim, vazgeçtim.

    Yazdıklarımı ancak okunacakları mekânlara aktarmak, burayı ise ancak küçük notlara ve duyurulara ayırmak için ilk adım olarak buradaki arşivi sildim. Arşivi Radikal Blog'a aktarıyorum yavaş yavaş. Eski yazılar, diğer sitelerde kalacak. , ve ulaşabilirsiniz.