19 Ocak 2014

Öz Türkçe element isimleri

Prof. Dr. Süreyya Ülker'in önerileri
, Prof. Dr. Süreyya Ülker'in elementlere öz Türkçe isim önerileriyle ilgilenenler oldu. O konuda o zamanlar yazmış ama (sanırım) yayınlamamış olduğum yazının taslağını koydum, ilgilenenler birlikte okuyabilir.

Kullandığım kaynaklar maalesef kolayca bulunabilecek cinsten değil. Bendeki nüshaları İzmir'deki kitaplığımda olmalı, şu an erişemiyorum.

Bu çalışmada eleştirilecek, tartışılabilecek konular ve örnekler var, ancak benim için asıl önemli nokta bu işin bir sisteme göre yapılmış olması.

Zira son 10-20 yılda dünyada bilim ve terim üretimi katlandı. Bilimi Türkçeleştirmek masa başında birilerinin oturup terim tercüme etmesiyle olacak gibi değil, en azından artık. Hatta hiç olabilecek mi, şimdi ondan bile emin değilim.

Ama tıptaki Latince kökenli terimler gibi kurallar getirilebilirse bir başarı şansı olabilir. Sürayya Hoca tıp terimleri sözlüğünde böyle bir yöntem izlemişti, element isimlerine önerileri buna bir örnek yalnızca.

Kendi ilkeleri çerçevesinde Süreyya Hoca tek başına yüz bin civarında terim önerisi üretti. Kullanılmayabilir, ama TDK, TÜBİTAK ve TÜBA'nın yıllardır söz edip durdukları terim önerilerinin toplamının bile buna yaklaştığını sanmıyorum. Bu farkın sebebi, Süreyya Hoca'nın bir sistem oluşturup buna göre terim üretmesi olabilir.

13 Ocak 2014

Rakam ve sayı

Giderek artan yanlışlardan biri sayı yerine rakam denmesi: "Milyon dolar çok yüksek bir rakam." gibi.

Bence en yüksek rakam ancak 9 olabilir. Ama aslında o da değil:

Rakamlar, sayıları yazmak için kullanılan işaretler: 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9. Bunların birer nicel değeri bile yok, ta ki sayı haline gelene kadar: "9" rakamını kullanarak yazdığımız 9 sayısı sekizden büyük, evet ama 9 rakamının bir değeri yok. Tıpkı B harfinin A harfinden büyük ya da küçük olmaması, ancak bir kelimeye girince anlam kazanması gibi.

Yanılıyor olabilirim bunda. Ama 10'un bir rakam olmadığından eminim.

8 Ocak 2014

Kime güvenelim?

Zor bir soru bu. Ama en azından şunu söyleyebilirim:  Hiç kimsenin dediğini yalnızca geçmişten gelen prestiji yüzünden kabul etmeyelim.

Bu ayki iki Açık Bilim yazımdan biri ... Bu yazıda, bilimdeki üstün başarılarından dolayı Nobel ödülü alan, ama sonra bırakın başka bilim alanlarını, kendi alanlarında bile yanlış kararlar veren bilim adamlarından örnekler verdim.

Bunlar, sadece unvana veya konuma dayanarak karar vermememiz gerektiğini gösteren en iyi örnekler.

Nobel ödülü olanların her sözünü doğru kabul etmek, nın özel bir hali aslında. Yani birinin geçmiş başarılarından ötürü elde ettiği unvana veya konuma bakarak dediklerini kabul etme hatasının...

Demek oluyor ki mühim olan fikirlerin dayandığı veriler ve mantıktır, onları ortaya atan veya savunanların kimliği değil.

Bu vesileyle nü de tercüme ettim. Burada konuşan bir bilim insanı değil, politikacı. Ama zaten onların desteksiz atma sicili bilim insanlarınınkinden çok daha kötü!

Bunu zaman zaman sosyal medyadaki desteksiz atışlara cevaben kullanmayı planlıyorum.