Finleri uyandıran müzisyen: Jean Sibelius

Jean Sibelius’un, 1892’de kayınbiraderi ressam Eero Järnefelt tarafından yapılan portresi

Büyük Fin bestekârı Jean Sibelius (1865-1957), müzikleriyle tüm dünyada tanınır. Ne var ki Sibelius’un Finlandiya ve Fin milli kimliği için ne denli önemli olduğu Finlandiya dışında pek bilinmez.


Sibelius 1865 yılında dünyaya geldiğinde Finlandiya henüz bağımsız bir devlet değil, Rusya İmparatorluğu içinde özerk bir büyük dükalık idi. Rus İmparatoru I. Aleksandr, Finlandiya’yı İsveç’ten 1808 yılında koparmış, ancak imparatorluğuna ilhak etmeyerek kendini Finlandiya Büyük Dükası ilân etmişti. Bu ülkeyi altı asır idare etmiş İsveç ile bağını koparmak için Rusya, başkenti Turku’dan Helsinki’ye taşıdı, üniversiteye ve sanayiye yatırım yaptı, Fin kültürünü ve Finceyi destekledi. Ne var ki özellikle Almanya’nın birleşmesi (1861-1862) ile işler değişti. Sonraki çarlar, Finlerin kendileri gibi protestan olan Almanya ile yakınlaşmasından korktuklarından kültürel baskı ve Ruslaştırma politikasına yöneldiler.

Ne var ki bu esnada Finler bir milli uyanış geçirmekteydi. Bu uyanışın ilk isimlerinden olan ve adını ülkemizde çok okunan Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabından bildiğimiz Fin filozof Johan Vilhelm Snellman (1806-1881), Finlerin bir an önce medenileşebilmesi için toplumun her kesiminin eğitim görmesi gerektiğini, bunun için de yüksek sınıfların dili olan İsveççe yerine halkın dili olan Fincenin kullanılması gerektiğini söylüyordu. Öte yandan, üniversitede halk edebiyatı da okumuş bir hekim olan Elias Lönnrot (1802-1884), ülkenin doğusundaki Karjala bölgesindeki köylerde görev yaparken buradaki halk hikâyelerini birinci ağızdan dinledi, kayıt altına aldı ve 50 ‘runo’ halinde derleyerek Kalevala adı altında yayınladı.


Finlandiya İlahisi‘ni Helsinki Garı’nda bir anda söylemeye başlayan Finler

Kalevala, Fin aydınları arasında çok büyük bir heyecan yarattı. Genç Jean Sibelius, bir Fin generalinin, adını Kalevala’daki bir karakterden almış kızı Aino ile evlenip, balayını Kalevala diyarı Karjala’da geçirdi. Bu ilhamla balayının hemen ertesinde yazdığı Lemminkäinen Süiti, En Saga ve Karelia Süiti gibi Fin halk kültüründen esinlenmiş eserlerini her Fin bilir. Ancak Finlerin kalbinde en özel yere sahip olan, Fin tarihinin değişik dönemlerini betimleyen yedi kısa eserinin sonuncusu olan Finlandia’dır. Finlandia’dan önceki parçalar ülkenin karanlık günlerini anlatırken, Finlandia Finlerin uyanışını simgeleyerek Fin halkına umut ve bilinç aşılamıştır. Bu eserin özellikle bir dakikalık Finlandiya İlahisi adlı bölümü, Finlerin en sevdiği eserler arasında olmakla kalmaz, neredeyse milli marş gibidir. Milli başarılarda, örneğin spor müsabakalarında, Finler birçok zaman bir ağızdan bu şarkıyı okur. Bu beste o kadar güçlüdür ki zamanında Rus sansüründen dolayı gizlice, başka isimler altında sahneye taşınmak zorunda kalmıştır.

Cumhuriyet gazetesinin, Adnan Saygun’un Jean Sibelius Ödülü’nü alışına dair 17 Mayıs 1958 tarihli haberi [Cumhuriyet gazetesinin çevrimiçi arşivinden]

Sibelius gibi, Aino’nun ağabeyi Eero Järnefelt, ressam Akseli Galen-Kallela, milli şair Johan Ludvig Runeberg, Finlandiya’yı, Fin kültürünü ve Fin yaşantısını yücelten eserleriyle milli uyanışı hızlandırdılar. Rusya’da 1917’de iktidara gelen Bolşeviklerin, Finlandiya’nın 6 Aralık 1917 tarihli bağımsızlık ilânını tanımasıyla Finler için yeni bir dönem başladı.


Altmışlarına yaklaşan Sibelius müzik hayatından çekilmeye başladı. Kalan ömrünü Helsinki’nin kuzeyindeki Järvenpää kentinde 1904’te inşa ettirdiği Ainola (Aino’nun yeri) adlı evde eşiyle, ziyaretçileriyle ve torunlarıyla geçirdi. Müzikle ilgili yorum dahi yapmadan, gözlerden uzak yaşadı. Yine aynı evde 1957’de geçirdiği bir beyin kanamasından 91 yaşında hayatını kaybetti. Tam o sırada, 5. Senfonisi Helsinki radyosunda canlı olarak yayınlanmaktaydı.

Finlandiya’da 2011’den beri Sibelius’un doğum günü olan 8 Aralık günü, Sibelius günü (veya Fin müziği günü) olarak gönderdeki bayraklarla kutlanır. Sibelius adına bir süre uluslararası bir müzik ödülü de verilmiş ve bu ödülü 1958 yılında Sibelius gibi ulusal müziğinden aldığı ilhamla besteler yapan Adnan Saygun almıştır. Elli yıldan fazla oturduğu Ainola müzeye dönüştürülmüştür ve yaz aylarında ziyarete açıktır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.